*Hz.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem çesitli zamanlarda şöyle dualar etmiştir.
Allahumme atina fid-dünya haseneten ve fil-ahireti haseneten ve kina azabe'n nar(Allahım!Bize dünyada iyilik ver.Ahirettede iyilik ver.bizi cehennem azabından koru.) (buhari,Müslim)
Allahım! Senin rahmetini kazandiracak ,bağışlamani sağlayacak işler yapmayı,her türlü günahtan uzak durmayı,bütün iyilikleriişlemeyi,Cennete kavuşup cehennemden kurtulmayı senden niyaz ediyorum."(Hakim)
"Ey kalpleri yönlendiren Allahım! Kalplerimizi sana itaate yönelt"(Müslim)
"Ey kalpleri halden hale çeviren Allahım! Benim kalbimi dininde sabit tut."(Tirmizi)
Hz. Büreyde (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), bir adamın şöyle söylediğini işitti: "Allah'ım, şehâdet ettiğim şu hususlar sebebiyle senden talep ediyorum:
Sen, kendisinden başka ilah olmayan Allah'sın, birsin, samedsin (hiçbir şeye ihtiyacın yok, her şey sana muhtaç), doğurmadın, doğmadın, bir eşin ve benzerin yoktur." Bunun üzerine Efendimiz (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular:"Nefsimi kudret elinde tutan Zât'a yemin olsun, bu kimse, Allah'tan İsm-i Âzamı adına talepte bulundu. Şunu bilin ki, kim İsm-i Âzamla dua ederse Allah ona icâbet eder, kim onunla talepde bulunursa (Allah ona dilediğini mutlaka) verir." [Tirmizî, Daavât 65, (3471); Ebû Dâvud, Salât 358, (1493).]
AÇIKLAMA:
1- Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), burada, dua ederken İsm-i Âzam şefaatçi yapılarak istendiği taktirde Cenâb-ı Hakk'ın isteneni vereceğini ifâde buyuruyor. Müteâkiben göreceğimiz üzere (1974 numaralı hadis) Allah'ın doksan dokuz ismi vardır. Bunlardan biri, İsm-i Âzâm'dır. İsm-i Azâm'ın hangisi olduğu kesin şekilde belirtilmemiştir. 2- Tîbî demiştir ki: "Bu hadis delâlet eder ki: "Allah'ın bir İsm-i Âzam'ı var, o şefaatçi yapılarak dua ederse icâbet eder ve o isim burada mezkurdur. Keza hadiste: "Allah'tan başka şeylerden yüz çevirerek, tam bir ihlâsla zikredilen her isim, İsm-i Âzam'dır, zira harflerin birbirine karşı farklı bir şerefi yoktur" diyenlere de hüccet vardır. Başka hadislerde de benzer şeyler zikredilmiştir. Onlarda, bu hadiste bulunmayan isimler de mevcuttur. Ancak, hepsinde "Allah" kelimesi mevcuttur. Bu durumdan hareketle İsm-i Âzam'ın "Allah" lafzı olduğuna hükmedilmiştir." 3- Hadiste dua etmekle, istemek (talepte bulunmak) arasında bir tefrik yapılmamaktadır. Buna göre, kulun: "Falanca şeyi bana ver" sözü, onun istemesi, taleb etmesidir. Dua ise, kulun nida ederek "Ey Rabbim! diye seslenmesidir. Rabb Teâla bu seslenmeye: "Lebbeyk ey kulum (ey kulum söyle ne istiyorsun?" diye cevap verir.Bu durumda kulun istemesine mukabil Rabb'in vermesi (îta etmesi) vardır.
Şu halde, dua ve isteme arasında belirtilen bu fark mevcuttur. Bu ince farkın her zaman gözetilmeyip, birinin diğeri yerine kullanılması da câizdir, vâkidir. Nitekim Tîbî der ki: "Duaya icabet, dua edenin, duayı kabul edenin yanında bulunduğuna delâlet eder, bu da, îtanın (vermenin) hilâfına ihtiyacın yerine getirilmesini tazammun eder. Şu halde ikincisi daha üstündür." Kütub-u Sitte Şerhi, Prof.Dr. İbrahim Canan, Cilt 16-17 Kaynak: http://www.izafet.com/ayet-hadis-ve-dualar/440750-peygamber-efendimizin-dualari.
MEVLÜT KANDİLİ Dünyadaki bütün insanlara peygamber olarak gönderilen, peygamberlerin sonuncu-su ve en üstünü Muhammed aleyhisselâm, 571 yılı Nisan ayının 20’sine rastlayan, Rebi’ul-evvel ayının 12. Pazar-tesi gecesi, sabaha karşı Mekke-i Mükerreme’de dünyaya gelmiştir. Her peygamberin ümmeti, kendi peygamberi-nin doğum gününü bayram yapmıştır. Bugün de, Müslümanların bayramıdır. Neşe ve sevinç günüdür. Dünyadaki Müslümanlar tarafından, her sene, bu gece Mevlid kandili olarak kutlanmakta, her yerde Mevlid kasideleri okuna-rak Resûlullah hatırlanmaktadır. Mevlid, doğum zamanı demektir. Resûlullah efendimiz, mevlid gecelerinde Eshâb-ı kirâma ziyafet verir, dünyayı teşri-findeki ve çocukluk zamanındaki şeyleri anlatırdı. Hazret-i Ebû Bekir de, halîfe iken, Eshâb-ı kirâmı toplar, Resûlul-lah efendimizin dünyayı teşrifindeki olağanüstü hâlleri konuşurlardı. Bu gece, Resûlullahın doğum zamanında gö-rülen hâlleri, mûcizeleri okumak, dinlemek, öğrenmek çok sevaptır. Peygamber efendimizi öven çeşitli mevlid ka-sideleri vardır. Meşhur olan ve Türkiye’de sık sık okunan mevlid kasidesini Süleyman Çelebi, 15. asırda yazmıştır. Mevlid-i şerîf okumak, Resûlullahın dünyaya gelişini, mirâcını ve hayatını anlatmak, Onu hatırlamak, Onu övmek demektir. Mevlid Gecesi, Kadir Gecesi'nden sonra en kıymetli gecedir. Bu gece Peygamber “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimiz doğduğu için sevinenler af olur. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: “Beni ana babasından, evlâdından ve herkesten daha çok sevmeyen, mümin olamaz.” “Bir şeyi çok seven, elbette onu çok anar.” “Peygamberleri anmak, hatırlamak ibâdettir.” Bu gece, çalgı ve başka haram şeyler karıştırmadan, Allah rızası için mevlid cemiyeti yapmak, mevlid kasidesi okumak, salevât-ı şerîfe getirmek, tatlı şeyler yedirip içirmek, hayrat ve hasenat yapmak, böylece, bu gecenin şük-rünü yerine getirmek müstehaptır. Diğer kandillerde olduğu gibi, bugün de, Kur'ân-ı kerîm okumalı, kazâ namazı kılmalı, sadaka vermeli, duâ etmeli, Cenâb-ı Haktan af ve mağfiret dilemelidir.
KALEM SÜRESİNİN SON AYETLERİ.NAZAR SÜRESİ
Aşk
Üstteki güle tıkla şiiri dinle
REGAİP KANDİLİ
Allah (c.c) katinda zamanlarin degerleri birbirine esittir. Ancak öyle zamanlar vardir ki o zamanlarda öyle hadiseler olur kI, o vakte diger zaman dilimlerinden daha üstün bir deger kazandirir. Receb-i serîfin ilk Cuma gecesine isabet eden Regâib Gecesi'de bu müstesna zamanlardan biridir. Cum'a geceler böyle kiymetli vakitlerden biridir.Regaib Gecesi gibi iki kiymetli gecede biraraya gelince, bu gece dahada bir kiymetli oluyor. Bu gece, yalvaris ve yakarislarin Yüce Mevla'ya sunuldugu ve O'nun rahmetinden af istenildigi umut, huzur ve müjde gecesidir. Allah Teâla'nin kullarina lütfunun çoklugu, kereminin bollugu ve pek çok günahkari bagislamasi sebebiyle bu geceye Regaib Gecesi" adi verilmistir. Bu gecenin bu degeri nereden kazandigi hususunda degisik rivayetler bulunmaktadir. Bunlardan biri; Hz.Amine validemizin böyle bir gecede Resulullah (s.a.v)'e hamile oldugunu anladigidir. Sevgili Peygamberimiz (s.av) Regaib gecesinin içinde bulundugu Recep ayinda çok dua ederr, namaz kilar, oruç tutar, iyiliklerin her çesidini yapar, sadaka vermeye özen gösterirdi. Resulullah (s.a.v)'in Receb'in ilk persembe gününü oruçla geçirdigi ve cuma gecesinde, bu kandil gecesine mahsus olmak üzere on iki rekât namaz kildigi kabul edilir. Regâib gecelerinde dua etmek, tevbe ve istigfarda bulunmak, bu geceyi kutsal kabul etmek suretiyle çesitli ibâdetlerle geçirmek, genel olarak alimler arasinda kabul görmüstür. Idrak ettigimiz mübarek Regaib Kandilsi vesilesiyle, ruhumuzu karartan kötü duygu ve düsünceleri kalplerimizden atalim. Ibadetin zevkinden bizi mahrum eden nefsin kötü arzularini frenleyelim. Gönül dünyamizi bulandiran haset, kin, düsmanlik gibi kötü duygulardan temizleyelim. Bu geceyi nasil karsilmak, nasil ihya etmek gerekir? Bu gece, oruçlu olarak karsilanmalidir. Bu gece, kazâsi olanin hiç degilse bir günlük kazâ namazi kilmasi, çok iyi olur. Bu gecenin ihyâsi, yatsi namaziyla sabah namazini camide cemaatle kilmakla olur . Bu, gecenin ihyâsidir. Bütün günün ihyâsi bu... Yatsi namazi ile sabah namazini camide kilmak, o günün, o gecenin ihyâsi demektir. Insan sabahlara kadar, aksamlara kadar ibadet etmis gibi sevab kazanir. Bir baska ihyâ sekli zikir ..... "Lâ ilâe illallah " , " Allahümme salli alâ seyyidinâ muhammedin ve alâ âli seyyidinâ muhammed" , "Estagfirullah" , "Sübhànallah" , "Elhamdü lillâh", "Allahu ekber" , "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm", "Allah" gibi sözler mübarek kelimelerdir, cümleciklerdir. Bunlari zikretmek çok sevabdir.. Bazi namazlar vardir, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)kilmistir. Bunlardan birisi de tesbih namazi ' dir. Regâib gecesi, aksamla yatsi arasinda: 12 rek'at " Hacet namazi " kilinir. Hacet Namazi: 2 rek'atte bir selâm verilerek kilinir. Fâtiha-i serîfeden sonra her rek'atte 3 " I nnâ enzelnâhü . ..", 12 Ihlâs-i serîf okunur. Namazdan sonra 7 Salât-i Ümmiye okunup secdeye varilir. Salât-i Ümmiye: " Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedinin-nebiyyil-ümmiyyi ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim " Secdede 70 defa: " Sübbûhun kuddûsün rabbünâ ve rabbül-melâiketi ver-rûh " okunur. Secdeden kalkip 1 defa: " Rabbigfir verham ve tecâvez ammâ ta'lem. Inneke entel-eazzül-ekrem " okunur. Tekrar secdeye varilip yine 70 defa " Sübbûhun kuddûsün rabbünâ ve rabbül-melâiketi ver-rûh " okunur. Secdeden kalkip duâ yapilir. Duâda Hz. Allâh'a su sekilde de ilticâ etmelidir: " Allâhümme bârik lenâ recebe ve sa'bân. Ve bellignâ ramazân " _________________